9 Aralık 2013 Pazartesi

Mustafa Aksu ile Ropörtaj

19/07/2011
ÇİNGENEYİZ TV Ekibi Yazarımız ve Türkiye'nin önde gelen Çingene aydınlarından, Çingene hakları savunucusu Mustafa Aksu ile bir ropörtaj gerçekleştirdi.

Kısa Versiyon


Bernhard Streck'le Ropörtaj

29/11/2010

Cingeneyiz.org: "Biz çalışmalarımızda Çingene / Romanları homojen bir etnik grup olarak değil çevreleriyle Çingenesel Etkileşim Paradigması temelinde ilişki kuran farklı topluluklar olarak değerlendiriyoruz." Kurumunuzun bakış açısındaki farklılığı ortaya koyan ve internet sitenizden alıntı yaptığımız bu ifadeleri bizim için açıklayabilir misiniz? Çingenesel Etkileşim Paradigması ne anlama gelmektedir?

Tüm sosyal bilimler etkişimlerle, ilişkiselliklerle ilgilenirler. Sosyologların, antropologların ve etnologların görevi bu etkileşimleri farklı açılardan anlamaya çalışmaktır. Çingene araştırmaları sözkonusu olduğunda bu çoğunluğun penceresinden azınlığa bakabilmeyi ve de aynı zamanda tam tersini başarabilmeyi işaret eder. İlişkiselcilik belli bakış açılarına öncelik vermekten kaçınır ve sık sık farklı perspektiflerden bakabilmeyi önemser. Farklı doğrularla temas edebildiğiniz ölçüde, her şeyi iyi ve kötü olarak sınıflandıran indirgemecilikten çok daha fazla gerçeğe yaklaşma şansınız olabilir.

Judith Okely ile Röportaj

Cingeneyiz.org: Hindistan'dan göç teorisinin Çingeneleri Avrupalı entelektüeller nezdinde birer "egzotik yabancı"ya dönüştürdüğü kanısındasınız. Sizce Avrupalı entelektüellerin endişesinin ardında ne gibi sebepler var?

Çingenelerin kökeninin Hindistan'a uzandığı fikri, birçok Avrupalı'da, daha doğrusu birçok Avrupalı bilim insanında ilgi uyandırıyor. Bu düşünce muhakkak endişe doğurmak zorunda değil. Aksine, Edward Said'in de belirttiği gibi, insanlar "Öteki"yi ekzotize etmeyi severler. Çingene olmayanlar ya da halk dilinde Gacolar, Gezginlerin ya da Çingenelerin bünyesinde bir takım yerel unsurlar barındırabileceği fikrinden daha fazla endişe duyuyorlar. Zira bu yaklaşım, Çingenelerin yerleşik "üstün" topluma olmasa da egemen olana, asimilasyona karşı direnç gösterdiklerini ima ediyor.

Yaron Matras'La Gizli Diller ve Romanes Üzerine

15/09/2010

Cingeneyiz.org: Dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan çeşitli göçebe zanaatçı topluluklar bulunuyor. Bu toplumların kullandıkları gizli diller ya da karışık diller var. Bu dillerin oluşumunda belirleyici olan faktörler nelerdir? Hangi sosyolojik faktörler gizli dillerin oluşumunda rol oynuyor?

Öncelikle kültürün büyük ölçüde sözlü olduğu dönemde gerçekleşen bir oluşumdan bahsediyoruz burada. Karşılıklı etkileşimler yazılı olmaktan ziyade büyük ölçüde sözlü. Bu öyle bir dönemki farklı tipteki iletişimler için konuşmada güçlü bir farklılaşmaya ihtiyaç duyuluyor.

Bugün çok farklı araçlar kullanabiliyoruz bildiğiniz gibi, fax, email ya da benzeri türde online araçlarla iletişim kurabiliyoruz. Geçmişte ise herşey sözlü iletişimin farklı biçimleri ile gerçekleştirilmek zorundaydı. Göçebe zanaatçı gruplar, sıkı toplumsal ilişkilere sahip; bireylerin diğerlerini kişisel olarak tanıştığı toplumsal gruplardı. Herkesin bir diğerine karşı çok üst düzey güven ve bağımlılık ilişkisi söz konusuydu.

Dom Lider Amoun Sleem'le Ropörtaj

Cingeneyiz.org: Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Kudüs’ün Eski Kudüs olarak adlandırılan bölgesinde, Dom bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Büyürken bir Dom olduğumu ve bunun utanılacak birşey olmadığını biliyordum. Okulda öğretmenlerim bana “pis çingene” derlerdi. Okul arkadaşlarım benimle dalga geçerler, onlarla arkadaş olmaya çalıştığımda beni yok sayarlardı. Bu yüzden bir süre okula gitmek istemedim. Daha sonra bu durumdan kurtulmanın tek yolunun eğitim olduğunu anlayıp okula geri döndüm. Üniversiteyi bitirene kadar bu tür davranışların üstesinden gelmeye çalıştım. Üniversiteden mezun olmama ben dahil, çevremdeki herkes şaşırmıştı. Dom toplumu içinde üniversite eğitimi alabilmiş az sayıdaki insandan biriydim. Artık üniversite eğitiminin bana kazandırdıklarını toplumuma sunmanın zamanı geldiğine karar verdim. Domari Toplumu adlı sivil toplum örgütünü 10 yıl önce Kudüs’te kurdum. 10 yıldır bu kuruluşun yöneticisiyim.

Karagöz Sanat Evi-Kenan Öztürk İle Ropörtaj

KENDİNİZ BAHSEDER MİSİNİZ? KARAGÖZ SANAT EVİ NE ZAMAN NASIL KURULMUŞTUR?

Ben Paris’te yaşıyorum. Liseyi İstanbul’ da, üniversiteyi Ankara’ da okudum. Paris’te tarih doktorası yaptım. Yazları da Ayvalık’ ta geçiriyorum. 1983 yılından beri kültür-sanat alanında Paris’te profesyonel olarak çalışıyorum. Anadolu’nun kasabalarında da sanat evi gibi kültürel yerlerin olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle yaşadığım kasaba Ayvalık’ta da bir sanat evinin olmasının doğru olacağını düşünüp, Temmuz 2005’te Karagöz Sanat Evi’ni açtım.

Madam Gitana ile Ropörtaj

Yazarımız Taluy Denizhan bizler için Rusya'nın önde gelen Çingene ailelerinden Demeterlerin büyük hanımı Madam Gitana ile bir ropörtaj yaptı. İşte Geleneksel Çingene Tiyatrosunun emektarı şarkıcı ve falcı Madam Gitana!

Rusya’nın önde gelen Çingene ailelerinden Demeter’lerin evine konuk oluyoruz. Evin büyük hanımı, 80 yaşındaki şarkıcı ve falcı Madam Gitana bizi buyur ediyor.

Ç.O : Bize Rus Çingeneleri’nden ve ailenizden bahseder misiniz?

M.G.: Ben Rus Çingeneleri’ni bir de Müslüman Tatar Çingeneleri’ni tanıyorum. Ama daha çok kendi etnik grubum olan Kalderari Çingeneleri’nden bahsedeceğim. Kalderari’ler Macar kökenlidir. Bu nedenle onlara Macar Çingeneleri de denir. Dilimiz Roman dil grubundandır. Bizde tüm erkekler demircidir. Artık değil tabii.

"Ben Çalışkan Bir Kızım" Mayawati ile Röportaj

Çeviri: Ayşe Ulusoy

Sade sarı şalvarıyla, Uttar Pradesh’in (Hindistan’ın Kuzey Eyaleti) bayan eyalet başkanı Mayawati’nin yüzü seçilmiş olduğu mevkinin ışıltısını yansıtıyor. Güney eyaletlerinde katıldığı eylemlerinin dönüşünde India Today editörü Prabu Chawla ve yardımcı editör Priya Sahagal’a planlarını anlatıyor.

Melih Duygulu İle Ropörtaj

cingeneyiz.org: Türkiye'de Çingene Müzigi kitabinizdan ve hazirlanma öyküsünden bahseder misiniz biraz? Bu çalismayi yapmaya nasil karar verdiniz?

Melih Duygulu: 80'lerin ortalarinda üniversitede ögrenciyken Anadolu'ya halk müzigi derlemeleri yapmaya gittim. Ilk duragim Antep'ti; burasi benim memleketim ayni zamanda. Orada bir buçuk ay kaldim. O yillarda Konservatuarda, konservatif olarak anadoludaki her müzik dali Türk etnisitesi içinde degerlendiriliyordu. Tabi bir bölgenin monografisini ortaya koyarken o bölgedeki diger gruplari da incelemek durumunda kaliyorsunuz. Barak Türkmenlerinin yaninda, Araplar, Kürtler vardi. Ve zamaninda Ermeniler var imis. Tabi müzik, törenlerde, ritüellerde yapilan ve bu yolla tasinan bir sanat oldugu için dügünlerde çalan profesyonel insanlar ilgimi çekti baslangiçta. Bu kisilere o yörede “Abdal” deniliyor. Tabi böyle olunca benim kafamda sorular olusmaya basladi.

Koşuyolu'ndan Sulukule'ye: Korhan Gümüş'le Ropörtaj

Atlas Pasajı’nda Sulukule’de yaşanan yıkım süreci ile ilgili yapılan bir yuvarlak masa toplantısındayız. Toplantının katılımcıları arasında Fatih Belediyesi Başkan Yardımcısı, Sulukule 40 gün 40 Gece İnisiyatifi, Mimarlar Odası aktivistleri ve Sulukule örneğini inceleyen çok sayıda yabancı akademisyen var. Toplantıyı İnsan Yerleşimleri Derneği Başkanı Korhan Gümüş yönetiyor. Toplantıda Gümüş’ün heyecanla savunduğu dönüşümün geniş katılımlı bir şekilde yaşanması. Neyse ki Gümüş sonunda Belediye Başkan Yardımcısından bu konuda söz alıyor. Korhan Gümüş’e toplantıdan hemen sonra, daha ateşi sönmeden teybimizi uzattık ve kendi çocukluğundan Sulukule’ye Çingeneler ve yıkımlar üzerine ilgi çekici bir sohbet gerçekleştirdik.